HABERLER
HABERLER
Eğitim Uzmanı Özgür Bolat: “Ailelerin Eğitim Sürecine Dahil Olması Başarıyı Artırır”
7 Mart 2012 Çarşamba
Eyüboğlu Eğitim Kurumları Veli Sempozyumu 3 Mart Cumartesi günü Kemerburgaz Kampüsü’nde gerçekleştirdi. Sempozyuma konuşmacı olarak katılan Eğitim Uzmanı Özgür Bolat, “Başarının Yeni Tanımı” başlıklı sunumunda ailelerin eğitim sürecine katılması, çabanın ön plana çıkarılması, oyun ve model alma ve iç motivasyon başlıkları altında eğitim sürecinde başarıya giden yol haritasının tanımını yaparak, konu hakkında velileri bilgilendirdi.
Çocuklarınıza ödül vermek yerine cesaretlendirin, övün.
Sempozyumda ayrıca gün boyunca gerçekleştirilen sunumlarda Eyüboğlu öğretmenleri velilere önemli bilgiler verdi. Eyüboğlu Eğitim Kurumları Sınıf Öğretmeni Özge Kıvanç, konuşmasında velilere şu tavsiyelerde bulundu: “Çocuklarınızla diyaloglarınızı her zaman sorgulayın, kendi hayatlarınızdan çıkarımlar yapın. Çocuklarınıza bol bol ödül vermek yerine cesaretlendirin, sınırlarını bilerek övün. Yapılan araştırmalar çocukların davranışlarını değiştirmede ve öğrenmede içten gelen motivasyonun ödül ve cezada çok daha güçlü bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor” dedi.
İletişim sihirbazları Eyüboğlu’nda yetişir.
Psikolojik Danışman Ece Çalış ise konuşmasında, sağlıklı iletişimin yollarını anlatırken iletişimin %50’sini oluşturan beden dilinin önemine vurgu yaptı. Çalış, iletişimde temsil sistemlerinin görsel temsil sistemleri, işitsel temsil sistemleri ve dokunsal temsil sistemleri olmak üzere üçe ayrıldığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Algılama ve aktarma üç şekilde gerçekleşir. Görsel algılama/aktarma; görüntü ve sembollerle, işitsel algılama/aktarma; ses ve kelimelerle, dokunsal algılama/aktarma ise; koku, tat ve dokunma duyularıyla ilgilidir. Biz öğrenirken, iletişim kurarken, karar verirken kısacası hayatımızın her anında bu temsil sistemlerini kullanıyoruz. Ancak unutulmaması gereken önemli bir nokta vardır ki; bu temsil sistemlerinden biri diğerlerine göre daha baskın. Bir tanesi diğerlerinden daha güçlü ve özellikle önemli kararlar almamız gereken durumlarda ve kişilerle iletişim halindeyken davranışlarımızı baskın olan temsil sistemi belirliyor” dedi.
Çocuklarınız ekran başında fazla mesaideler mi? sorusundan hareketle kitle iletişim araçlarının çocuklar üzerindeki etkilerine değinen Psikolojik Danışman Duygu Dizer Tükenmez ise televizyonun çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti.
Duygu Dizer Tükenmez, “Televizyon ve bilgisayarın en büyük etkisi özellikle 0-6 yaş grubu çocuklar üzerindedir. Çünkü bu dönem, yaşam boyu kullanılacak bazı psikososyal ve psikomotor özelliklerin kazanıldığı çok önemli bir devredir. Kitle iletişim araçlarının ailenin önemli bir parçası olan çocuklarımız üzerindeki etkileri titizlikle izlenmeli ve değerlendirilmelidir.” dedi.
Üstün Yetenekliler Eğitimi Öğretmeni Duygunur Şahin Arslan yaratıcılığı, özgün düşünme ve her şeye bilinen anlamı dışında anlam yükleme olarak tanımlarken sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yaratıcılık geliştirilebilir bir yetenektir. Yaratıcılık, düşünmek ve üretmek olmak üzere iki ana süreçten oluşur. Bu nedenle düşünce üretime dönmediği sürece yaratıcılık tamamlanmıyor. Toplumsal algıda yaratıcılık; fantezi, hayal kurma, zaman kaybı ve çocuklar için oyun olarak tanımlanıyor. Yine kendine güvenmeme, hata yapmaktan ve eleştirilmekten korkma, mükemmeliyetçi olma yaratıcılığı engelleyen başlıca aktörler arasında yer alıyor.” dedi.
Aile Okulu’nu başarıyla tamamlayan veliler sertifikalarını aldılar.
Sempozyumda Eyüboğlu Eğitim Kurumları bünyesinde gerçekleştirilen Aile Okulu’nda 5 hafta boyunca eğitim alan velilere sertifikaları verildi.
Detaylı bilgi için:
Bir İletişim
0 212 256 49 91
Gulseren Ayaz /Medya Direktörü gulserenayaz@biriletisim.com.tr